Sevgili arkadaşlar lütfen dikkat!


Yaklaşık altı senedir amatör olta balıkçıları forumlarında hiçbir akademik değeri olmayan günceler yazıyorum.. Bu günceler genelde günümüz insanın başından geçen olaylardan toplanıp derlenen, yaşanmış tecrübelerden ve hayali kurgulardan ibarettir. Eminim ki, hepinizin anlatılacak birçok hikayesi vardır ve bunu, ya yeterli zamanınızın olmadığından veya çekingenliğinizden (!) yazamıyorsunuz-dur.
Okuduğum bazı raporlardan içimizde çok yetenekli arkadaşlarımızın olduğunu biliyorum. Her neyse benim söylemek istediğim asıl mesele. Bu sosyal paylaşım sitelerinde bizlerin yeri neresidir? Amatör olta balıkçılarının bu camiada yüklendiği bir misyonluğu var mıdır?
Altı senelik “Amatör balık avı” forumlarında hayal edemediğim kadar güzel trofe balıkların tutulduğuna şahit oldum.  Ustaların ve üstatların bu avlarından her zaman söylediğim gibi gurur duydum. Hiçbir zaman hasetlik veya fesatlık içinde olmadım. Takip ettiğim kadarıyla birçok amatör balıkçı arkadaşımız, kardeşimiz ve ağabeyimiz tuttukları balıklar yüzünden haklı olarak kendilerine verilen payeler ile hepimizin gurur kaynağı oldular.
Meşhur, medyatik ve belli bir kariyer sahibi olmuş dostlarımızın, yazdığı forum ortamlarında, yazdığım günceler yüzünden bazı forum sahibi kardeşlerim sağ olsunlar bana da dayalı döşeli köşeler vererek beni de onurlandırdılar... :) Kendilerine çok teşekkür ederim. Ancak bunun bir ayrıcalık olarak görülmemesini ve bizim birbirimizden farkımız olmadığını özellikle vurgulamak istiyorum.

Bunun tek amacı sitedeki çalışmalarımın daha derli toplu ve simetrik durmasını; okuyucu arkadaşlarımın bazı yazıları daha iyi takip edebilmesini istememden dolayıdır. Başka da bir sebebi yoktur. Ancak ben prensip sahibi ve kuralcı biriyimdir. Balık dünyası şemsiyesi dışında savaşçıyımdır! Bazen öyle ki ben bile kendimden korkarım! Böyle zamanlarda kalemimden sevgi değil zehir akar! Fakat benim böyle oluşumun çok önemli sebepleri ve nedenleri vardır!

Bizler Türkiye şemsiyesi altında ( Yurt dışında yaşayan dostlarımız da dahil) yaşayan amatör olta balıkçılarıyız. Arkadaşlarım bana gelemiyorsa ben onlara forumlar kanalıyla giderim! Bu ziyaretlerde yazılarımda “Ağabey” diyenlere kardeşim, “Kardeşim” diyenlere ağabey... “Bey” diye hitap edenlere “Bey” diye karşılık vermişimdir. Yapımdan ve anlayışımdan dolayı” sevgi” “selam” ve “saygı” ifadeleri ile yorum cevaplarımı bitirmeye özen göstermişimdir.

Sevgili arkadaşlar 2/1- 2/2 tebliğleri uzun ve sıkıcıdır (!) (bu nedenle akademik yazılar, uzunluğundan dolayı amatörlerce pek okunmaz!) Esas kural; vicdanlardadır. İnsanlar birbirlerini bu tebliğ yüzünden kırmamalı. Bunun muhatabı kolluk kuvvetleridir! Forum sitelerinde bu kısır tartışmalar, dışarıdan bakıldığında hiçte hoş gözükmüyor biline! Bu tartışmalar sadece insanları gruplaştırır ve bir birleri arasında husumet yaratır. Ben, kural koyucuların tartışılır tebliğ ve kurallarını; insani, vicdani toplum değerlerinin üstüne asla koymam!

Tebliğler doğrudur yanlıştır tartışılır ben bir amatörüm açıkçası benim için çokta önemli değil! Zaten tebliğlerin yetersiz olduğunu anlamışlar ki yenisini yapıyorlar! Ben, balığa gitmeden önce avına gideceğim balığın, tebliğ boyutu nedir ne değildir, öğrenir öyle giderim. Ben yarın turnaya gideceksem açarım tebliği bakarım; avcılığı hangi zaman aralığında yapılır, yasak boyları ve limitleri ne kadardır diye.
Kalkana, Alabalığa, sazana, yayına vs vs vs. Hangi ava niyet ettiysem birkaç gün önceden bakarım. Zaman içersinde zaten konuyla alakalı bilgi beynimizde ister istemez yer alıyor.

 Daha işin başında sayfalar dolusu tebliği ezberlemek zorunda değilim, değiliz!
Ancak, kendini “kural, kural” diye toplum değerlerini hiç sayarak kendinde olmayan “kural” anlayışının yanı sıra, insani ve vicdani değerlerden yoksun olarak, insanların önüne dürüstlük abidesi gibi çıkma derdinde olan kimliksiz, kişiliksiz, art niyetli yaklaşan insanlar bu camianın mikserleridir! (Art niyetli olmayan, iyi niyetle yaklaşanları tenzih ediyorum)

Kurallarla sohbet edilmez, kurallarla balığa gidilmez, kurallarla mangal yapılmaz, kurallarla çalıp söylenmez. Kurallarla vur patlasın çal oynasın stres atılmaz! Kurallar... birkaç vicdansızın, birkaç insanlıksızın, rant peşinde koşan doyumsuz tüccar zihniyeti ve gözü doymazlar yüzünden konulmuştur! İnsanoğlu; vicdanlı, merhametli, balığın kökünü kurutma gayreti içinde olmazsa, kurala niye ihtiyaç olsun?

Ayrıca forum yöneticileri bu tebliğlerle kendilerini kolluk kuvvetleri yerine koymamalılar! Zira forum siteleri bu baskı yüzünden hayalet kasabaya dönüşebilirler. Ancak kural dışı avlar konusunda despot bir yaklaşım yerine insancıl bir yaklaşımla bir olayı fazla afişe etmeden, kendi içlerinde çözmelidirler. Zira bunu genele açıp  “Görün bakın ben bir kalpazan yakaladım” edası ile asıl niyetin. Üzüm yemek değil, “bağcıyı dövmek” olduğu anlaşılır!
Bunun vebaline ve neticesine katlanmayı göze alan buyursun denesin.   
Bazı insanlar kendi ego ve gizli hesaplarını “kural” kalkanı arkasına sığınarak, kinaye ve nifak dolu bir yorumla ortaya, insanların sunusuna sunma gafleti; ancak dünyaya ters bakan,  insanların işidir!
Kendi iç dünyasında yalnız kalmış, etrafında eşi dostu kalmamış, deli dana gibi her kapıya müracaat edip tek kelimelik yorum ve dileklerle kendi karanlık dünyasını yansıtmak için yalakalık ve yüzsüzlükle zemin arayan mecnunların işidir!

Bunlar forumlarda kimsenin olmadığı saatlerde... Acılarını (!) dindirmek için hemen her yazıya... garip; yeni Türkçe öğrenmeye çalışan bir Afrikalı gibi; anlaşılmaz kelime çöplüğü ile adeta zıçarak, İçinde bulunduğu forum üyelerine ne kadar değer verdiği ve ne maksatla oraya geldiğini göstermiş olurlar!

Bu yüzden sık sık kayıt olacak forum aramakla meşguldürler (!) bu tipler bu art niyetle hiçbir yerde kalıcı olamazlar. Kendisine verilen misafir değeri ve hürmetine karşılık bunlar altlarına konan mindere zıçarlar! Ev sahibinin veya onun ahaline karşı tırnak ucu kadar saygı göstermezler. İşte bunlar benim savaştığım toplum içine nifak sokan pislik zihniyetlerdir. Bu yüzden İnsanların arasına fesatlık ve nifak eken bu zihniyetler benim ikinci yüzümün muhatapları olurlar! Düşmanlıkları ve “KOLONİK” “rahatsızlıkları bundandır!

Demem o ki insanlar sevgi, saygı ortamında yaşamak isterlerse onların arasına şeytanlar girmemeli! Hiçbir şeyden habersiz iyi niyetli insanları bir günahın içine çekmeye çalışan bu mikserlerin geçmişinde hep üzerine oturduğu kendi pislikleri vardır.

Bu şeytanlar bize o kadar yakındır ki, bazıları takım elbiseli, mektep medrese okumuş cübbeli, kravatlı, arabalı, arabasız, makam sahibi, akıl sahibi (!) evli çoluk çocuk sahibi, gözlüklü, gözlüksüz, şapkalı, şapkasız, kel, saçlı fotoğraf makineli, fotoğraf makinesiz, kısık gözlü, açıkgözlü, kör gözlü, yani baktığınızda adam sanacağımız tipler. Oysa OOO...nlar bir ŞEYTANDIR...
OOO...ooonlar  Bize o kadar yakındırlar!



Bazen yazdığımız bir raporun altına kendini afişe eden ilginç bir imza atarlar! Bazen bir org. de aramıza katılıp başıboş gezerler. Fotoğraf makinesi boynunda gezer ama resim çekmezler! Dili var ama insan gibi ses çıkarmazlar! Bazen itiraf ederler: “İnsanlar beni pek sevmiyor” gibi! Bende itiraf etmiştim daha önce; “Kurtlar ve çakallar beni sevmez!” diye...

Şeytanlar ise “Binbirsurat” gibi kimlik ve kişilik arayışı içindeler!
Okunup üflendiklerinde dünyaya tersten bakıp pisliklerini ağzından kusarlar!
İşte yüce yaratan bizlere böyle bir nefes vermiş azizim. Kimi baş aşağı görürseniz bilin ki ona derin bir hoca üflemiş ve üzerinde kalıcı travmalar, yaralar, acılar bırakmıştır!
Gece yarıları, kurt adam gibi fiziksel ve beyinsel değişiklikleri bundandır!
İdare edin ağabeyleri (!) bir kez tersinden üflemeye bakar düzelir elbet :)
Toplum için zararlı bu şeytanlardan kurtulmak için Cuma gününün hatırına hadi hep birlikte üfleyelim sevaptır...
HÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜFFFFFFFFFFFFFFFFF.....
Bir bela daha uçtu gitti :)))

Kaldığımız yerden amatör balıkçılığımızı geliştirmek ve dostlukları pekiştirmek, büyüklerimize saygı küçüklerimize sevgi göstermek, Ülkemizi her türlü iç ve dış belalardan korumak için kararlı, onurlu bir duruş sergilemeye ve birlik olmaya her zaman mecburuz.  Bu uğurda “Gazamız mübarek olsun”

Sevgi ve Saygılarımla...

M.Talip Girgin